25 Nisan 2007 Çarşamba

Seni seviyorum...








Ne kadar kolaydır “Seni Seviyorum”u söyleyebilmek.. Ne kadar kolaydır karşımızdakinin gözlerinin ta derinliklerine bakarken bu sözü fısıldayıvermek. Ne kadar kolaydır karşımızdakini sevgimize inandırıvermek. Ne kadar kolaydır birşeylerin tıkandığı yerde "bu olmadı, bende şansımı başka sevgililerde denerim" diyebilmek. Seni Seviyorum................. Aramızda kaç kişi bu sözü söylerken inanarak söylüyor? Aramızda kaç kişi sevgiyi en gerçek ve en yalın haliyle duyumsuyor yüreğinde? Aramızda kaç kişi sevgisinin üzerinde menfaat tohumlarının yeşermesine izin vermeden sevmeyi becerebiliyor? Aramızda kaç kişi sevgisi uğruna, almadan vermeyi erdem sayıyor? Aramızda kaç kişi sevgisini tek bir kadına/erkeğe yoğunlaştırıp, “biri giderse diğeriyle idare ederim” zafiyetine düşmeden besleyebiliyor? Bizler sevmeyi yanlış öğrendik. Yanlış benimsedik. Sevmek; sadece sevgiliyle yatakta geçirilen birkaç saat demek değildir. Sevmek; sadece “işte yatak dışında da birlikteyiz” deyip, sağda solda gezinmek demek değildir. Sevmek; sadece sevgiliyi koluna takıp, çevreye caka satmak demek değildir. Sevmek; sadece patlamış mısır yiyerek ya da elele tutuşarak film seyretmek değildir. Sevmek; otomatiğe bindirilmişçesine sadece hafta içi, sadece hafta sonu, sadece belli saatlerde buluşmak değildir. Sevmek; "seviyorsa beni bırakıp gitmez, giderse zaten sevmiyordur" felsefesini savunarak sevgiyi kendi kaderine terketmek demek değildir. Sevmek; “O bana nasıl davranırsa, ben de ona öyle davranırım” demek de değildir. Sevgide yalan olmaz, rutin olmaz, menfaat olmaz, ihanet olmaz. Sevmek; bazen hiç sebepsiz, sırf sesini duymak için aramaktır. Sevmek; gecenin bir yarısında uyanıp “Seni Çok Seviyorum” mesajı yollayabilmektir. Sevmek; hiç beklemediği bir anda, hiç birşey demeden sarılabilmek, saçlarını okşayabilmektir. Bırakalımda sevgilerimiz temiz kalsın...

Hiç yorum yok: